SON ÇIKMAZ
Geçmişsin ucu bucağı görünmeyen denizin karşısına. Her zaman masmavi olan deniz, bugün gri, hırçın ve üstün. Dalgalar boğum boğum. Dalgalar sert, dalgalar büyük, dalgalar korkutucu… Beyninin içinde bin bir türlü kişilikle beraber karşısındasın denizin. Birisi diyor ki “Bırak kendini dalgalara. Bırak alıp götürsünler seni. Bırak, boğsunlar.” Diğeri dalgaların o ahenkli görüntüsünde kaybetmiş kendini ve gülümsüyor. “Ne kadar güzel.” diyor, ”Sanki dans ediyorlar.” Bir diğeri ise boş boş bakıyor. “Ne diyor bunlar?” diyor. “Alt tarafı dalga.” Diğeri, diğeri, diğeri derken hepsi konuşuyor kafanın içinde… Hepsi de ayrı teranede. Hepsine de birer tokat sallayıp dönüyorsun sırtını dalgalara. “Ulan” diyorsun “Yemişim dalgasını, yemişim duygusunu, yemişim hissettirdiğini.” Yakıyorsun bir sigara, hepsini de def ediyorsun.
Yürüyorsun ıslak kumsalda. Yüzüne vuruyor her bir yağmur damlası. Gizlenmiyorsun, saklanmıyorsun yağmurdan. Aksine, ıslanmak istiyorsun. Belki de tüm günahlarını, tüm hatalarını, tüm yüklerini, hatta yekten yağmurun seni alıp götürmesini istiyorsun acımasızca. Acımıyorsun kendine. Elinden gelse sen sileceksin çünkü kendini bu yeryüzünden.
Rüzgar ise hepsinden de sinirli ve hırslı. Yerdeki kum tanelerini evlerinden ediyor. Onlara şiddetli bir deprem yaşatıyor sanki. Her yer birbirine giriyor. Doğa sanki sonu olmayan bir savaş içine girmiş kendi olaylarıyla. Aynı senin içindeki sayısız kişiliklerinle verdiğin savaş gibi. Gökyüzünün kasvetliliği, gökyüzünün siyahlığı, gökyüzünün karamsarlığı, sen bilmesen de yüzünü andırıyor senin. İçini andırıyor…
Boğazında görünmez bir el var sanki. Sıktıkça sıkıyor. İnsanların kafa dinlemek, nefes almak için geldiği yerde sen, bırak kafa dinlemeyi, nefes bile alamıyorsun. Hani insan boğulur da söyleyemez ya, boğulur da konuşamaz ya, hani kimse ya da hiçbir şey nefes aldıramaz ya ona, işte onu yaşıyorsun şu an. Uzanan bir yardım eli yok. Olsa da kurtulamayacağın bir çıkmaz bu.
Ya da bazen sokaklar çıkmaz olur, insanlar çıkmaz olur, ne bileyim, birçok şey çıkmaz olur da insanın kendisi kendine çıkmaz olur mu? İnsan kendine nasıl çıkmaz olur? İnsan kendini bilmez mi hiç, tanıyamaz mı? Hatta bırak dışardakileri, kendini, kendine bile tanıtamaz mı?
Kırlangıç
kendi dünyana kapadıkça kendini
YanıtlaSilkendi çıkmaz sokaklarında kaybolursun
bir adım ileri bir adım geri
hiçbir yere götürmez ayakların seni