ACI MI, TATLI MI, EKŞİ Mİ?


  
Acı, acı bir biber gibidir. Ama böyle bildiğimiz acılardan değil, öldüresiye yakan acılardan. Gözünden yaş akıtan, ağlatan cinsten. Geçsin diye su içersin, geçmez. Ekmek yersin, e o da geçirmez. Bir zaman sonra acı, yavaş yavaş yakmayı keser. Sonra da zaten alışırsın. Yemeye devam edersin. Bağımlılık gibi bir şey olur çıkar. Acının her hali acıdır ya hani. Duygusal ve fiziksel acıyı da bu şekilde ele alabiliriz.

  Duygusal acılarımız ilk geldiğinde canı çok yakar. Kalbini yakar, ciğerlerini yakar, mideni yakar; her bir organını, her bir uzvunu yakar. Bir süre o acıyı tatmak zorundasındır. Geçirmek için belki de elinden yalnızca ölesiye ağlamak gelir ama yok, geçirmez. Sadece sakinleştirir. Bu sefer sigaraya, alkole başvurursun bir umutla ama onlar da belki de sadece bir süre unutturabilir sana acını. Ama bakın, ne unutturur diyorum ne de geçirir. Acı geçmez, bitmez çünkü. Zamanla alışırsın sadece. Acı bir yılana benzer. Yavaş yavaş gelir, senin içine yerleşir. Sinsice hareket eder. Bir süre dinlenmeye geçer. An gelir, geçti diye sevinirsin. Artık canın eskisi kadar yanmıyordur çünkü hissetmiyorsundur. Ama o öyle bir sinsidir ki, amacı budur zaten, geçti, bitti diye düşünmeni ister. Bir anda hiçbir şey yokken sinsice tekrar gelir. Usul usul, sessizce… Fiziksel acı da aynıdır bir bakıma. Bir süre sonra kabuk bağlar. Sonra o bağlanan kabuk dökülür, izi kalır. O da tamamen geçmez…

  Tatlı nedir peki? Şeker gibi, acı olmayandır değil mi. Bazılarımızın zihninde bunun rengi pembe bile olabilir. Ne bileyim, şekerdir, tatlıdır işte. Mutluluk hormonu olarak tanımlanan serotonin hormonunu salgılar. Tüm kutlamalarımızda, mutlu anlarımızda tatlı bize eşlik eder. Tatlı bir duyguyla birlikte, mutlulukla gelir. Tatlı, mutlunun yoldaşıdır genellikle. Tabii bir de depresyondayken insanlar kavanoz kavanoz Nutella yer. Biz kadınlar, regl dönemlerimizde, o dönemdeki acılarımızda da tatlıya, çikolataya başvururuz. Neden, kendimizi biraz daha iyi hissedebilmek adına ya da belki de modumuzun yükselmesini, mutlu olmayı istediğimiz için…

  Peki, ekşi nedir? Ağzın sulanmasına, yüz hatlarının gerilip tuhaf bir hal almasına neden olan bir tattır, mayhoştur. İnsanlar hem sever, hem de nefret eder. Zihindeki rengi için de yeşil veya sarı diyebiliriz. Ekşi duygu da yüz buruşturur işte ama kısadır. Geçer, bir anlıktır belki de. Olsa da olur, olmasa da…

  Bunların hepsini bir araya toplayacak olursak, ekşinin hayatımızın her anında olmak zorunda olmadığını ama acı ve tatlının hayatımızın olmazsa olmazlarından olduğunu çıkarırız. Yeşil ya da sarı bir ekşiden ziyade pembe bir tatlı tercih edilir. Peki, pembe bir tatlı neye tercih edilir? Acıya mı? Ya da başka bir duyguya mı?

  Sahi, acının zihinsel rengi nedir?

Kırlangıç     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gerçek sessizlik ne zaman başlar?

SABAHA KARŞI

RAKI MASASI