SEVİLMEMEK ÜZERİNE


  Hiç gerçekten sevilmemiş olmak o kadar kötü bir şey ki. O kadar iğrenç bir duygu ki, bir çöpmüşsün gibi hissettiriyor.

  Neden mi? Şöyle anlatayım: Çünkü kimse seni gerçekten düşünmüyor. Kimse elini gerçekten, sıkıca tutmuyor. Hep yanındayım demekle de olmuyor çünkü asla kimse gerçekten yanında olmuyor. Bakıyorsun, özel günlerinde kimse yanında değil, kötü günlerinden bahsetmiyorum bile. Kimse, senin aksine, seni mutlu etmeye çalışmıyor ve tüm aile, arkadaşlık, dostluk, sevgi ilişkilerinde senin kadar çabalamıyor. Kimse de zaten senin kadar iyi niyetli hatta tabiri caizse enayi değil. Ki zaten olmasınlar da. Enayi olmak iyi bir şey değil çünkü. Deneyimlerimden yola çıkarak söylüyorum.

  Şunu da söylemeden edemeyeceğim: Ben sevdim arkadaşlar. Gerçekten çok sevdim. Hep hissettirdim, herkes de çok iyi bilir. Ve asla değiştirilemeyecek ve unutulamayacak bir gerçek varsa, o da, kimse sevmeyecek benim sevdiğim kadar kimseyi; hissettirip, benim kadar çok değer vermeyecek.

  Ama artık sevmiyorum. Ben kimseyi sevmiyorum. Sevmek de istemiyorum. Zaten ne geldiyse başıma hep çok sevdiğimden geldi, ne geldiyse hep o en çok sevdiklerimden geldi. Onlar kandırdı, onlar sevmedi ve yine onlar yalanlarına inandırdı. 

Doksan dakikanın sonucunda akılda tek soru kalıyor tabii.

Ben şimdi nasıl inanacağım tekrar onlara ya da yeni başkalarına, nasıl?

Kırlangıç    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gerçek sessizlik ne zaman başlar?

SABAHA KARŞI

RAKI MASASI